HomeBlogblogNarsisizm

Narsisizm

Narsisizm nedir?

Narsisizm kelime kökeni itibariyle ismini, mitolojideki “Narcissus” isimli genç adamın hikayesinden alır. Narcissus, kendi yansımasını gölde görüp kendisine aşık olmuş ve yansımasını elde etmeye çalışırken suda boğulmuştur. Bu hikaye, narsisizmin temel özelliklerini sembolize eder. Narsistik bireyler, genellikle güçlü bir öz saygıya, büyük bir benlik duygusuna ve başkalarını küçümseme eğilimine sahiptirler. Narsisizm, psikolojik literatürde sıkça tartışılan ve incelenen bir konsepttir.Öncelikle bilmemiz gereken “narsistik kişilik bozukluğu” ile “narsistik kişilik organizasyonu” ya da “narsistik kişilik özellikleri” ‘nin birbirinden farklı olgular olduğudur. Narsistik kişilik organizasyonu belirtilerini, farklı dereceleriyle, günümüz insanında oldukça sık gözlemlemek mümkün.

Toplumda doğan her birey ailesi ve çevresi tarafından fark edilmek, sevilmek, onaylanmak ve takdir edilmek ister, varlığı doğrulanmaz ve onaylanmazsa kişi kim olduğunu bilemez ve kendini bir yere konumlandıramaz. Narsisizm de ise, kişi kendisinin sevilmesine ve övülmesine aşırı derecede ihtiyaç duyar. Diğer bir söylemle, narsist bir kişi aşırı bir şekilde kendi benliğine, ihtiyaçlarına, yeteneklerine ve görünüşüne odaklanma eğilimindedir. Narsistik kişiler, özgüvensizlik, yetersizlik ve değersizliklerini gizlemek için kendilerine bir güven maskesi takarlar ve sosyal yaşamlarında bu kaplamayı sürekli kullanma eylemindedirler.

Narsisizmin temelinin tümü kontrolle ilgilidir. Kontrol, hayatın getirdikleri karşısında (genellikle çocukluk dönemlerinde) yaşanmış olan çaresizliğe karşı ilkel ve olgunlaşmamış bir tepkidir. Kimliğini yeniden kanıtlamayı, kestirilebilirliği yeniden sağlamayı, fiziksel ve insan çevresine hâkim olmayı içerir. Narsistik davranışların büyük bir bölümünün kökeninde, uzak bir olasılık da olsa kontrolü kaybetmeye karşı paniğe kapılma eğilimi bulunur. Narsistler hipokondriktir, hem dış görünüm, hem de organlarının işleyişi açısından bedenleri üzerindeki kontrollerini kaybetmekten korkarlar. İnsanları fark ettirmeden izleme ve “teması koruma” amacıyla onları rahatsız edebilecek davranışlarda bulunmak narsistik kontrolün bir başka şeklidir.

Narsist tüm evreni kendi zihninde taşır, ona göre kendinden başka hiçbir şey yoktur. Kendisi için anlamı olan insanlar onun uzantılarıdır, onlar kendi benliklerine özümsemiş olduğu için bu insanlar dış dünyada varolan kişiler değil, iç dünyasına mal edilmiş nesnelerdir. Dolayısıyla, onların üzerindeki kontrolünü kaybetmek, kolunu, bacağını, hatta beynini kaybetmekle eşdeğer bir dehşet yaşamasına neden olur.

Narsistik Kişilik Bozukluğu

Narsistik kişilik bozukluğu (NKB), bir kişilik bozukluğu türüdür ve DSM-5 (Amerikan Psikiyatri Birliği’nin Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı) tarafından tanımlanmıştır. Bu bozukluk, kişinin kendisini aşırı bir şekilde önemseme, başkalarını aşağılama ve empati eksikliği gibi belirgin özelliklere sahip olması durumunu ifade eder. Narsistik kişilik bozukluğu olan biri genellikle kendini sürekli olarak över, diğer insanları manipüle etmeye ve kendi çıkarlarını diğerlerinin önünde tutmaya eğilimlidir. Bunların dışında kimlik karmaşası, bağlanma sorunları, kronik boşluk veya can sıkıntısı hissi ve hayattaki geçişlere karşı hassasiyet gibi belirtiler ortaya çıkabilir. İstisnai ya da özel olma hissi ile birlikte sınırsız başarı, güzellik, mükemmellik, güç ve ideal aşk gibi gizli fanteziler oluşabilir. Narsistik kişilik bozukluğu olan kişilerde ilgi odağı olma ihtiyacı vardır. 

Narsistik kişilik bozukluğu olan bireylerin genelde şu özellikleri sergilediği gözlemlenir:

  1. Kendini Aşırı Önemseme: Narsistik kişiler kendi yeteneklerini, başarılarını ve görünüşlerini aşırı bir şekilde önemserler. Başkalarını sürekli olarak kendileriyle kıyaslarlar.
  2. Empati Eksikliği: Diğer insanların duygularını ve ihtiyaçlarını anlama eksikliği gösterirler. Empati yetenekleri sınırlıdır ve genellikle başkalarının duygularını önemsemezler.
  3. Sürekli Hayranlık Beklentisi: Diğer insanlardan sürekli olarak özel muamele, hayranlık ve övgü beklerler. Ayrıcalıklı ve özel olduklarına inanırlar.
  4. Manipülatif Davranışlar: Narsistik bireyler, başkalarını manipüle etme eğilimindedirler. Başkalarını kendi çıkarları doğrultusunda kullanabilir ve ilişkilerinde güç ve kontrol arayışında olabilirler.
  5. Kırılganlık ve Kolay Kıskançlık: Narsistik kişilik bozukluğu olan bireyler, eleştirilere son derece hassas olabilirler ve hemen kırılabilirler. Aynı zamanda, başkalarının başarılarına veya ilgisine karşı kolayca kıskançlık duyabilirler.

Narsistik Kişilik Bozukluğu Tedavisi

Narsistik kişilik bozukluğu olan kişilerin tedavisi zordur ve genellikle uzun vadeli bir süreç gerektirir. Ancak, kişiye uygun bir tedavi planı oluşturulması ve kişinin istekli olması durumunda iyileşme mümkündür. Narsistik kişilik bozukluğunun tedavisinde en sık kullanılan yöntemler arasında psikoterapi, ilaç tedavisi ve destekleyici tedaviler yer alır.

Narsistik kişilik bozukluk, toplumun bütün kesimlerinde her yaştan insanda görülebilmektedir. Toplum içerisinde görülme oranları ise DSM-IV’ e göre % 6,2 olarak ifade edilmiştir. Yapılan araştırmalarda narsistik kişilik bozukluğunun kadınlara göre erkeklerde daha yaygın görüldüğü belirlenmiştir. Narsistik kişilik bozukluğu yaşayan kişiler çoğunlukla bu soruna sahip olduklarının farkına varamazlar. Oysa iyileşmenin ilk ve en önemli adımı, kişinin hareketlerinin kendi hayatını ve diğer insanlarla olan iletişimini nasıl etkilediğinin farkına varmasıdır. Tedaviye kendinizi ikna edebilmek için narsistik kişilik bozukluğunun mutlaka tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlık olduğunu unutmayın. Narsizm sorununuz olduğu sürece etrafınızdaki insanları üzer ve ilişkilerinize zarar verirsiniz. Narzisizmin altında yatan sebepler karmaşık olabilir. Çocukluk döneminde yaşanan travmalar, aşırı övgü veya eleştiri gibi faktörler, bir bireyin narsisistik özellikler geliştirmesine neden olabilir.

Narsistik kişilik bozukluğu tedavisinin ana unsuru terapi görüşmeleridir. Kişi bu süreç sayesinde kendi düşünce ve davranış biçimlerinin farkına varmaya başlar. Terapi sürecinde, bireyin duygusal boşluklarını doldurma yollarını sağlamak, empati geliştirmek ve sağlıklı ilişki becerilerini öğretmek hedeflenir. Ancak, tedaviye başlamak için bireyin kendi davranışlarını ve düşüncelerini fark etmesi ve değiştirmek istemesi önemlidir. Narzisizm, karmaşık bir konsepttir ve her birey farklıdır. Bu nedenle, her durumun özel bir şekilde değerlendirilmesi ve tedavi planının kişiselleştirilmesi önemlidir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorum yapın