Kontrol odağı, Rotter’ın genellenmiş beklentiler kavramından geliştirilmiştir. Bireylerin yaşadıklarının ortaya çıkış nedenleri konusunda sorumluluğu kime ve neye yüklediği ile ilgili bir kavramdır ve kişinin yaşadıklarını yönlendirebilme gücü ile ilgili değerlendirmelerini ifade eder. Örneğin;
Eğer sağlığınız iyiyse bunu kendinize iyi bakmanıza mı yoksa şansa mı bağlarsınız?
Yalnız insanlar yeni insanlara tanışmaya uğraşmadıkları için mi yoksa olanak eksikliğinden mi arkadaşsız kalır?
Eğer bir spor karşılaşmasını kazandıysanız elinizden geleni yaptığınızı mı yoksa sadece şansın sizden yana olduğunu mu düşünürsünüz?
Yukarıdaki soruları ele aldığımızda, içsel odak sağlıklı olmanızı kendinize iyi bakmak, yalnızlığı arkadaş bulmaya çalışmamak ve yarışmayı kazanmayı çaba göstermek olarak açıklar. Dışsal odak ise sağlığınızı şansla, insanların yalnızlıklarını içinde bulundukları koşullarla, spor müsabakasını kazanmayı da tesadüfen attığınız iyi toplarla ifade eder.
Peki kim daha mutludur? Pek çok şeyi kontrol edebileceğine inanan içseller mi yoksa dış güçlerin sınırlarının farkında olan dışsallar mı? Birkaç istisna dışında, içsellerin dışsallardan daha mutlu olduğu bilinmektedir. Kontrol odağı ile bazı iyi oluş göstergesi kabul edilen kavramlar incelenmiştir. Bu kavramlardan bazıları psikolojik rahatsızlıklar, başarı ve psikoterapi sonuçlarıdır.
Psikolojik rahatsızlıklardan yakınan insanlar daha çok dışsaldır. Aynı zamanda dışsal kontrol odağı sonuçları yüksek düzeyde kaygı ile ilişkilendirilir. Araştırmacılar özellikle, kontrol odağı ve depresyon arasındaki ilişki ile ilgilenmiştir. Kanser teşhisi konmuş hastaların, ciddiyet düzeyine göre dışsalların depresyon düzeylerini arttırmakta, içsellerin depresyon düzeyine ise bir etkisi bulunmamaktadır. Çünkü içseller, hastalığının gidişatını kontrol edebildiklerine inanmakta ve bu depresyonlarının artmasını engellemektedir. Başka bir çalışma, intihar eğilimli kişilerin kontrollerinin dışında gelişen olayların sayısında artış olduğunu ve dışsalların içsellere göre daha fazla intiharı düşündüğünü belirtir. Bu araştırmalar, kontrol odağının psikolojik rahatsızlıkların bazı türleriyle – özellikle depresyonla – ilgili olduğunu öne sürer.
Batı toplumunda iyilik halinin bir göstergesi de okulda ve mesleğimizde ne kadar başarılı olduğumuzdur. Kontrol odağı sonuçlarını başarıyı kestirmek için kullandığında; içsel öğrencilerin, dışsallara göre daha yüksek notlar elde ettiğini ve öğretmenleri tarafından daha olumlu değerlendirildiği saptanmıştır. İçsellerin okulda daha başarılı olmalarının nedeni, başarılarından kendilerini sorumlu görmeleridir.
İçsel öğrenciler, sınava çalışmanın karşılığını alacağına inanırlar, dışsallar ise çabalarının notlarını etkileyeceğine inanmazlar. İçseller, yüksek sınav sonuçlarını çabalarına, yeteneklerine bağlarken; dışsallar, şansa veya sınavın kolay olmasına bağlarlar. Aynı zamanda, geribildirimin ardından bir sonraki sınava nasıl hazırlanmaları gerektiğini bilirler. Dışsallar ise, kötü performansın ardından bahane bulmaya çalışırlar.
Meslek ortamında yapılan araştırmalarda da içsel odaklı çalışanların dışsallara göre daha yüksek düzey performans gösterdiğini bulmuştur. Satış yapmalarının, bir işi zamanında bitirmenin büyük oranda kendilerine bağlı olduğuna inanan kişiler, hedeflerine ulaşmada, kendi rollerinin farkında olmayan kişilere göre daha başarılı olduğu görülmüştür. İçsel odaklı bireylerin iş doyum oranlarının dışsal odaklı bireylerden daha yüksek olduğu da araştırma bulguları arasındadır. İçsel odaklılar kendilerini kontrol sahibi olarak gördüğünde, dışsal odaklılar ise bir başkasının sorumluluğu üstlendiğini gördüğünde daha iyi performans gösterirler.
Farklı bir çalışmada ise romatizma kaynaklı arterit hastalarının depresyon düzeylerine bakılmıştır. Eşlerinin kendilerine destek olup yardım ettiğinde dışsal hastaların depresyon düzeyi azalmıştır. Eş desteğini ‘yardım’ olarak görmektedirler. İçsel hastalara eşleri aynı desteği ve yardımı gösterdiğinde, bu kişilerin depresyon düzeyleri artmıştır. Çünkü eş desteğini ‘çaresizlik ve bağımlılık’ olarak açıklamaktadırlar.
Tüm bunlar en etkili terapi yönteminin, danışanın kontrol odağı eğilimine uygun yöntem olduğunu göstermektedir. İçseller, kendilerinin tedavi süreçlerini kontrol etme olanağı tanındığında iyileşme gösterirken, dışsallara bu kontrolün verilmesi onları rahatsız eder. İçseller en büyük gelişmeyi kendi ödül ve cezalarını yönettikleri zaman gösterirken; dışsallar, kontrol terapistinin elinde olduğu zaman gelişme gösterir. Özetle, kontrol odağı iyilik haliyle ilgilidir. İçseller iyilik halinin çoğu göstergesinde, dışsallara göre daha iyi sonuçlar elde ederler.